Proletarier aller Länder, vereinigt euch!
Neden Almanca bilmiyorum. Sanırım Marx'ın etkisi var bunda. Ayrıca Kurabildiğim en düzgün Almanca cümle bu.
Yarın 1 Mayıs. Emekçinin bayramı. Kitlesel olarak en büyük işçi gösterisi. Bunun yanısıra polis şiddetinin meşrulaştığı bir gün.
Hastane bahçesine biber gazı atan ya da yoldan geçen vatandaşı coplayan bir polise sahibiz. Gerçi alternatif bir düşüncesi olan herkesi susturan bir devlet - hatta çok tatlı bir örnek: Blogger kapalı lan! - başka ne yapabilir ki?
Sabah duydum, göçük altında günlerce kalan Şilili madenciler DİSK'in davetlisi olarak Taksim'e geliyormuş. Göçük altından çıkan madenciler polis altından çıkabilecek mi acaba?
Geçen sene medyaya - ki kendileri çok tatlı bir medyadır. - yasımayan bir sürü polis vakası vardı. TKP'li gençleri ıssıza çekip çökertmekten tutun, punk'ları hırpalamaya kadar. Bu sene de yaşanacaktır bunların benzerleri.
Ve Taksim meselesi. Millet Taksim'e girdik diye sevinmekte hala. Ama ne Taksim'e girilmiş, ne de Taksim alınmıştır. Taksim hediye edilmiştir. Ve buna en güzel örneği bir grup anarşist Taksim meydanından içeri girmeyerek eski yerde kutlamıştı. Ki bunu sadece bir grup anarşist değil bütün insanların yapması gerekli sanırım.
İzmir'de ise Gündoğdu'da toplu bir kaynaşma oluyor. Ama en güzeli kutlamalar boyunca Kordon'da oturup demlenen kara bayraklılardı.
Boyundaki bandanayı çıkarttıran polis bilekteki bandanaya laf etmiyordu ayrıca.
Ve yarın için bir kaç tavsiye;
- Her gün giydiğiniz şeyleri giymeyin.
- Canlı renklerden daha çok koyu renkleri tercih edin. Özellikle siyah.
- Dövme, küpe vb. şeyleri kapayın bir şekilde.
- Ve yüzünüzü pek göstermemeye çalışın. Ne olur ne olmaz.
Geçen İzmir Kısa Film Festivalinin açılış filminde de gördüğümüz gibi, polis her yerde aynı. Her yerde orospu çocuğu. Dikkatli olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder